25 Kasım 2015 Çarşamba

Elmalı kurabiye

ELMALI KURABİYE

MALZEMELER

1 Yumurta
1 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı pudra şekeri
3 yemek kaşığı nişasta
1 paket oda sıcaklığında yumuşamış margarin
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
aldığı kadar un

İÇ HARCI

3 elma
3 yemek kaşığı toz şeker
ceviz içi
tarçın


YAPILIŞI
 elmalar rendelenir içine toz şeker ceviz ve tarçın ilave edilerek biraz pişirilir ve soğumaya bırakılır.
Hamurunu hazırlamak için un hariç tüm malzemeler yoğurma kabına alınır ve karıştırılır. daha sonra un kontrollü olarak eklenir . ele yapışmayan yumuşak bir hamurumuz olacak. vermek istediğiniz şekil size kalmış isterseni limon sıkacağının iç kısmını kullanarak şekil verebilirsiniz. sizin için birkaç önerim var.

Ben bardakla keserek aşağıdaki gibi yaptım




bu da farkılı bir öneri
AFİYEET A
OLSUUUNNN

21 Kasım 2015 Cumartesi

sakin bir çocuk yetiştirmek

Mutlu ve sağlıklı bir çocuk sakin ve huzurlu olur. İşte ailelere öneriler.


Aile içinde gerginlik yaşayan, tutarsız davranışlara maruz kalan çocuk ise kendini ifade etmenin yolunu hırçınlık yapmakta bulur. Uslu bir çocuk yetiştirmek için ebeveynlerin dikkat etmesi gereken noktaları NPİSTANBUL Etiler Polikliniği'nden Psikiyatr Dr. Özlem Mestçioğlu Gökmoğol anlatıyor. Pek çok anne-babanın hedefi mutlu, sağlıklı ve başarılı bireyler yetiştirmektir. Bu hedefi gerçekleştirirken yapılan bazı hatalar çocuğun yaşamında derin izler yaratır ve çocuğun huzursuz olmasına yol açar. Anne-babaların çocuklarının uyumlu ve sakin olmasını teşvik etme gücüne sahip olduklarını söyleyen Psikiyatr Dr. Özlem Mestçioğlu Gökmoğol, sakin bir çocuk yetiştirmek için dikkat edilmesi gereken konuları sıralıyor:

ÇOCUK GELİŞİMİ HAKKINDA HER ŞEY

Ebeveynler sakin bir çocuk yetiştirmek için nelere dikkat etmeliler? -Çocuğun özgüven geliştirmesine engel olmamak, -Kendini ifade edebilme becerilerini kısıtlamamak, -Öfke, kızgınlık ve utanç gibi olumsuz duygularını ifade etmesine engel olmamak, -Kendini savunma becerisini geliştirmesine engel olmamak, -Sorun çözme becerisini geliştirmesinin önünü kesmemek, -Fazlasıyla sessizleşip edilgen hale gelmesine neden olmamak, -Kendini ifade etmesinin önünü kesmemek, -Kişilik özelliğinden vazgeçmesine yol açacak tutumlar içine girmesine neden olmamak, -Sakinliği nedeniyle arkadaşları tarafından alay edilen ve dışlanan bir çocuk olmasına izin vermemek, -Kendini savunma konusunda yetersiz kalabilecek olma olasılığını göz önünde bulundurmak, -Her şeyi sorgulamadan kabullenecek bir birey olmaması için dikkatli olmak çok önemlidir. 


 BİR YAŞINDAN SONRA   Bir yasından sonra çocuklar hızlı bir değişim yasayarak büyüklere bağımlı oldukları halde kendilerini özerk görürler. Konuşurken kendilerini ifade etmekte zorlanır ve tanıştıkları yeni duygularla nasıl bas edeceklerini bilmezler. Bu nedenlerle vurup tekmeleyerek ya da çığlık atarak hırçınlaşan çocuğun bu tepkileri normal ve dönemseldir. Ancak ebeveynlerin yanlış tutumları çocuğun bu davranışlarının kalıcı hale gelmesine neden olabilir. 2-3 yaşından sonra bilinçli olarak hırçınlık gelişir. Aşırı koruma, aşırı serbest bırakma, reddetme, ilgisiz davranma, aşırı baskı uygulama, tutarsız ve dengesiz davranma, kendine güvenmeyen tutumlar sergileme tarzındaki anne-baba davranışlarının çocukların özgüvenini yitirmesine ve hırçınlaşmasına neden olduğunu belirten Psikiyatr Dr. özlem Mestçioğlu Gökmoğol, çocuğun hırçın davranışlarını önlemeye yönelik önerilerde bulunuyor.Çocuğun hırçın davranışlarını önlemek için... -Anlık hırçınlıkları hoşgörüyle karşılayın. -Hırçınlığı pekiştirecek davranışlardan kaçının. -Hırçınlığın çocuğun ilgiyi üstünde toplamaya yönelik bir davranışı olduğunu bilerek ona olan ilginizi farklı biçimde gösterin. -Anne ve baba olarak davranışlarınızın tutarlı olmasına özen gösterin. -Hırçınlaşan çocukla inatlaşmayın. Kaybedeceğiniz savaşa girmeyin. Çocuklar ne zaman hırçınlaşır? 2-3 yaşında -Engellendiğinde. -Yaptığı şey durdurulduğunda, -Oyuncağı elinden alındığında, -Giyinme ve soyunma aşamalarında. Daha büyük çocuklarda -Özgüven eksikliğinde, -Kendini yetersiz ifade ettiğinde, -Aile içinde sağlıklı iletişim olmadığında, -Hırçınlığa karşı kişilik yatkınlığında, -Zekanın normalden az veya çok olması halinde, -Dinlenilmeyen, ilgilenilmeyen ve önemsenilmeyen ortamlarda, -Sağlık sorunlarında, -Beslenme yetersizliklerinde, -Okul sorunlarında. -Hırçınlaşan çocuğun dikkatini dağıtmaya çalışın. -Çocuğunuzun size nasıl davranmasını istiyorsanız siz de ona aynı şekilde davranın.  Unutmayın ki, çocuklar söylediklerinizi değil yaptıklarınızı model alırlar. -Hırçınlık yapan çocuğunuza o an hissettiklerinizi anlatın. Böyle devam ederse istediği şeyinkesinlikle olamayacağını sakin bir biçimde ve gerekirse defalarca söylemeye gayret edin. -Çocukla yaşı kaç olursa olsun anlayacağı dilde konuşun. Onu ciddiye aldığınızı görmesini sağlayın. -Çocuklarınızın duygularını dillendirmesine yardımcı olun. -Bu tür duygularla nasıl baş edebileceği konusunda model olmaya ve yol göstermeye çalışın. -Çocuğunuzu suçlamayı, eleştirmeyi ve yargılamayı bir kenara bırakarak onu anlama ve ihtiyacını algılama yönünde bir adım atın. -Ceza yağdırmak yerine çocuğunuzun anlayabileceği açıklamalar yapmayı deneyin. -Çocuğunuza pazarlık fırsatı vermeden kendiniz farklı seçenekler yaratmayı deneyin. Kendine güvenli, hoşgörülü ancak sınır koymayı ve takdir etmeyi bilen, sevgisini gösteren, tutarlı ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklar kendine güvenli, sevecen, girişimci, haklarını korumayı bilen ve yaratıcı yetişkinler oluyorlar

7 Kasım 2015 Cumartesi

çocuklarda uyku düzeni



Çalışan anne babanın eve geliş saati çocuğun uyku düzenini nasıl etkiler?
İşten geldiğiniz zaman evde uykusuzluğu başına vurmuş, ağlayan ve sizin geldiğinizi bırakın fark etmeyi tek yaptığı çığlık atmak, ağlamak olan huzursuz bir çocuk var karşınızda. Ne yapsanız bir türlü mutlu edip güldüremediğiniz bir tanecik çocuğunuz.
Bütün gün yorgun olan ve eve gelip çocuğu ile mutlu mesut zaman geçirmeyi hayal eden biz ebeveynler ise bu durum karşısında çaresizlik içinde kalarak neden böyle olduğunu anlamaya, bu huzursuzluğu çeşitli nedenlere bağlamaya çalışırız.
“Kesin çalışıyorum, tüm gün görmüyor diye böyle, dur biraz daha yemek yedireyim aç olabilir, dur biraz daha süt vereyim”. Oradan başka bir ses “Temiz havaya çıkaralım” diyor, başka ses “Haydi çizgi film, televizyon açalım sakinleşir belki” vs. Uzayıp giden bebeği sakinleştirmek için aklına gelen bu kocaman listeden çeşitli maddeler deniyorsunuz ama uyutmak aklınıza gelmiyor çünkü sizin için akşam yeni başlıyor.
Ne denediyseniz sakinleşmedi, çocuğunuz hala çok huzursuz ve sinirli. Neden dersiniz? Çok basit…
Çünkü çocuğunuzun uyku saati geçirildi ve uyku başına vurdu!
Çünkü çocuğunuz ortalama ayına, yaşına göre ayakta kalma süresini çok aştı.
Sırf anne ve babası 5 dakika bile olsa uyku öncesi onu görebilsin öpüp koklayabilsin, iletişim kurabilsin, aralarındaki bağı geliştirebilsin diye…
Peki ne oldu? Anne de baba da mutsuz oldu çocuklarını her gün böyle gördükleri için. Çocuksa zaten uyku başına vurmuş mutsuz ağlıyor.
Siz hangisini tercih edersiniz? Sırf görebilesiniz diye ayakta tutulan çocuğunuzu ağlasa, mutsuz, huzursuz bile olsa 5 dakika görebilmeyi mi yoksa göremeyecek olsanız bile çocuğunuzun huzurla mutlulukla uyuduğu bir eve gelmeyi mi?
Bu noktada kararı hep ailelere bırakırız ancak şunu da ekleriz ki uyku saati geçirilen çocuk hem huzursuz olacak, hem gece uyanmaları artacak, hem de sabah erken uyanarak yeni güne yine huzursuz ve dinlenemeden uyanacak ve bu geç uyutmaların negatif etkisi hep sonraki günlere sarkacaktır.

Çalışan anne babaların çocukları 23.00 ve sonrasında uyuyor!  
Biz uyku koçları olarak danışmanlık görüşmelerimizde kişiye özel önerilerde bulunuruz. Türkiye’deki, özellikle özel sektörde çalışan ailelerin eve geliş süreleri geç olduğu için uyku güncesi incelemelerimizde gördüğümüz ortak nokta ebeveynlerin çocuklarını 23:00 ve sonrası yatırmalarıdır. Çocukların biyolojik saatleri biz yetişkinlerden farklıdır ve uykuya yatış saatleri ayına/yaşına göre ortalama 19:00 – en geç 21:00 arasında olmalıdır.
Elbette ki çocuğun ailesi ile güzel ve kaliteli vakit geçirmesi çok önemlidir ancak bu noktada karar vermeniz gereken nokta şudur:
Ben çocuğum ile vakit geçireyim de, o uykusuz olsa da önemli değil, beni görmesi uykusundan çok daha önemli mi?
Yoksa ben bazı günler çocuğumu akşamları görmemeyi göze alırım yeter ki o huzurlu mutlu bir şekilde uyusun, büyüsün mü? 
Karar sizin....


İNternetten Alıntı